Herkes Kafka gibi sabah kalkıp bir böceğe dönüşmüyor. Ama özünde hepimiz her gün, hem de gün be gün değişip dönüşüyoruz.
İnsanların yaşları ilerledikçe fizyonomilerinin değişmesinde şaşılacak bir şey yok. Yeni doğan bir bebeği iki ay sonra gördüğümüzde yüzünün nasıl değiştiğini ve farklılaştığını düşünürüz hemen. Önce anneye benzettiğimiz bebek bir kaç ay sonra babaya, sonraki sene dedeye, biraz daha zaman geçince anneannenin ninesine, babasının halasına, kan bağı bulunan neredeyse herkese teker teker benzeyerek büyüyüp zaman içinde nihayet kendine dönüşür.
Sanılmasın ki insanın doğuştan gelen ve kendisine rahatsızlık şekilsel bir bozukluğu düzelttirmesine karşıyım.
Hayır!
Bundan kınanacak ya da eleştirilecek birşey olduğunu düşünmüyorum.
Yani dişlerimizi düzeltirememiz, kilo alıp vermemiz, saçlarımızı boyatmamız normal ama burnumuzu ya da kulaklarımızı düzelttirmemiz değil mi?
Hadi oradan!!
Ufak tefek rötuşların kimseye zararı yoktur. Yeter ki sabah kalktığınızda aynada gördüğünüz kişiyi tanıyabilin.. Kıstas bu kadar!
Benim anlayamadığım asıl şey şu:
- Neden 23 -24 yaşında gencecik bir kadın daha güzel olmak adına ameliyatlarla 10 yaş büyük görünmeyi tercih eder?
- Neden kendi güzelliği ile tatmin olamaz?
- Dahası zaten güzel olduğunu neden idrak edemez?
Saç rengini sık değiştiren arkadaşlarımdan hep şunu duyarım "Yıllar içinde sarışın, emer, kumral o kadar oynadım ki saçımla; doğal rengi neydi hatırlayamıyorum."
Düşünün ki bahsedilen "hatırlanamayan bir saç rengi"..
Sabah kalkıp da yüzünüzün orjinal halinin neye benzediğini hatırlayamamak ancak Hitchockvari psikolojik gerilim filmlerinde mi olur yani?
Korkmaz mısınız?
Şizofrenik bir durum olmaz mı?
Gerçekten tek dönüşen Kafka mıdır?
Ürkütücü bir dönüşüm sadece Kafka'yla mı sınırlıdır?
İnsanların yaşları ilerledikçe fizyonomilerinin değişmesinde şaşılacak bir şey yok. Yeni doğan bir bebeği iki ay sonra gördüğümüzde yüzünün nasıl değiştiğini ve farklılaştığını düşünürüz hemen. Önce anneye benzettiğimiz bebek bir kaç ay sonra babaya, sonraki sene dedeye, biraz daha zaman geçince anneannenin ninesine, babasının halasına, kan bağı bulunan neredeyse herkese teker teker benzeyerek büyüyüp zaman içinde nihayet kendine dönüşür.
Bunda da şaşılacak pek bir şey yok. Büyürüz ve değişiriz. İşin büyülü kısmı burada zaten. Şansımız varsa Hülya Avşar gibi pek bozulmadan, Julia Roberts gibi çok değişmeden, Catherine Denueve gibi halâ alımlı ve Fatma Girik kadar kendiyle barışık dönüşebiliriz.
Yaş aldıkça değişen yüz şeklimizi beğenmeyip ufak müdehalaler yaptırmak da ayıplanacak birşey değil. Olmamalı. Elbette kendinizi Cher ya da Ajda klasmanına sokmadan.. Micheal ve Latoya Jackson olmadan..Meşhur kedi kadına dönüşmeden..
Sanılmasın ki insanın doğuştan gelen ve kendisine rahatsızlık şekilsel bir bozukluğu düzelttirmesine karşıyım.
Hayır!
Bundan kınanacak ya da eleştirilecek birşey olduğunu düşünmüyorum.
Yani dişlerimizi düzeltirememiz, kilo alıp vermemiz, saçlarımızı boyatmamız normal ama burnumuzu ya da kulaklarımızı düzelttirmemiz değil mi?
Hadi oradan!!
Ufak tefek rötuşların kimseye zararı yoktur. Yeter ki sabah kalktığınızda aynada gördüğünüz kişiyi tanıyabilin.. Kıstas bu kadar!
Benim anlayamadığım asıl şey şu:
- Neden 23 -24 yaşında gencecik bir kadın daha güzel olmak adına ameliyatlarla 10 yaş büyük görünmeyi tercih eder?
- Neden kendi güzelliği ile tatmin olamaz?
- Dahası zaten güzel olduğunu neden idrak edemez?
"Tanrım beni baştan yarat? Sen yaratmazsan doktorum yaratır" zihniyetindeki insanları önce psikolojik bir terapiden geçirmek gerekmez mi?
Bir erkek cinsiyet değiştirme ameliyatı olacağı zaman dünyanın psikolojik tetkikine tabi tutulurken, yüzünü zırt pırt törpületen, betonlatan, değiştiren kadın neden benzer bir tetkikten geçirilmez?
Bir erkek cinsiyet değiştirme ameliyatı olacağı zaman dünyanın psikolojik tetkikine tabi tutulurken, yüzünü zırt pırt törpületen, betonlatan, değiştiren kadın neden benzer bir tetkikten geçirilmez?
Saç rengini sık değiştiren arkadaşlarımdan hep şunu duyarım "Yıllar içinde sarışın, emer, kumral o kadar oynadım ki saçımla; doğal rengi neydi hatırlayamıyorum."
Düşünün ki bahsedilen "hatırlanamayan bir saç rengi"..
Sabah kalkıp da yüzünüzün orjinal halinin neye benzediğini hatırlayamamak ancak Hitchockvari psikolojik gerilim filmlerinde mi olur yani?
O güzelim Ajda, kendisini hatırlıyor mudur? Hatırlıyorsa hangi halini hatırlıyordur? Rüyalarında gördüğü hali hangi halidir?
Siz Ajda'nın hangi halini hatırlıyorsunuz peki? Hangisi sizin Ajda'nız? Hangisi Ajda'nın biliçaltındaki? Hangisi gerçek Ajda?
Siz Ajda'nın hangi halini hatırlıyorsunuz peki? Hangisi sizin Ajda'nız? Hangisi Ajda'nın biliçaltındaki? Hangisi gerçek Ajda?
Peki ya yarın uyanır ve aynada bir başkasıyla karşılaşırsanız!!!
Korkmaz mısınız?
Şizofrenik bir durum olmaz mı?
Gerçekten tek dönüşen Kafka mıdır?
Ürkütücü bir dönüşüm sadece Kafka'yla mı sınırlıdır?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder